Sevgili meslektaşlarımız,
17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 Marmara depremlerindeki can ve mal kaybından sonra TMMOB ve Odaları devre dışı bırakan 4708 sayılı Yapı Denetim Hakkındaki Yasa, TMMOB önerileri yeterince dikkate alınmadan kısa bir sürede çıkartılmış ve denetim işinin 19 ilde özel Yapı Denetim Kuruluşları’nca yapılması sağlanmıştır. 13 Temmuz 2010 tarihinde de yasada değişiklik yapılarak yapı denetimi, 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren 81 ilde uygulanmaya başlamıştır.
Kamusal bir hizmet olan yapı denetimi kâr edilecek bir alan haline getirilmiş ve Yapı Denetimi Hakkındaki Yasa çok kısa bir zamanda yeterli ve ayrıntılı düzenlemeler yapılmadan yürürlülüğe girmiştir. Depremin üzerinden 22 yıl, yasanın uygulanmasından bu güne kadar 10 yıl geçmiştir. Ancak, ne yasa hazırlayıcılar, ne idareler, ne de bu yasa ile denetim görevini yerine getirmeye çalışanlar ve yapı sahipleri yasanın uygulanmasından memnun değildir. Kısacası yapı denetim sürecinin bütün bileşenleri yasanın mağduru haline gelmişlerdir.
Ülkemizde yaşanan onca depreme rağmen Yapı Denetimi Konusunda amaca uygun düzenlemeler yapılamamıştır.
Ülkemizdeki denetimsizliğin temel nedeni rant ilişkilerinin tekniğin önüne geçmiş olmasıdır. Yer seçiminden başlanılarak yapılan hatalar ve TMMOB’nin ilgili odalarının yapmak istediği kamusal denetimin engellenmesi, başta kaynak israfı ve niteliksiz yapı üretimi gibi çok önemli sorunları ortaya çıkarmıştır.
Yer seçimi dahil yapının sağlam ve denetimin sağlıklı yapılmaması sonucunda da deprem vb. felaketlerde can ve mal kaybının fazla olması acı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapı alanının seçiminden başlanılarak yapılan hatalar, yapım süresince büyüyerek devam etmektedir. Denetim, yapı inşaatının başlaması ile başlamaz. Yapının yapılacağı yerin jeolojik zemin etüdünün doğru yapılıp yapılmadığı, hazırlanan plan ve projelerin İmar Yasası ve Yönetmeliklerine, teknik şartname ve kurallarına, hizmetin türüne ilişkin Türk Standartları ile Oda Yönetmelik, Yönerge ve Çizelgelerine uygun olarak üretilip üretilmediğinin denetimi ile başlar.
Yapı denetim kuruluşlarında mimari, betonarme, mekanik ve elektrik projeleri aynı zamanda denetlenebilmeli, birbirini etkileyen tesisat çeşitleri konusunda farklı uzmanlık alanlarındaki projelerdeki olması gereken değişiklikler yapılmalı, proje denetçisi mimar ve mühendisler tarafından imzalandıktan sonra ilgili idare onayına sunulmalıdır.
Denetçi belgesi alabilmek için 12 yıl meslek deneyimi, Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak 5 yıla indirilmiştir. Denetçi mimar ve mühendislerin büyük bir kısmının emekli olduktan sonra ek gelir kaynağı olarak bu işi yaptıkları bilinmektedir. Uzun yıllar farklı konularda uzmanlaşan ve bina yapısı ile ilgili bir deneyimi olmayan bazı mimar ve mühendislere mesleki deneyim süresini doldurmaları nedeniyle denetçi belgesi verilmekte ve proje ile yapı uygulamalarından sorumlu tutulmaktadırlar.
Yapı denetimi, yapı sahipleri için talep edilen bir hizmet olmaktan çok yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Talep edilmediği için de serbest rekabet koşullarında tamamen pazarlık esasında şekillenen, mevzuata uygun evrak tamamlamaya dönüşmüştür. Oysa rekabetten beklenen, hizmet teknolojisinin ve örgütlenmesinin gelişmesini teşvik ederek, daha nitelikli bir hizmetin çıkmasının sağlanmasıdır.
Yapı sahipleri veya yapı müteahhitleri yapısını denetleyecek yapı denetim kuruluşunu kendileri seçiyordu. Ticari ilişkiye neden olan bu olumsuzluğun giderilmesi amacıyla, 1 Ocak 2019 tarihinde Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, yapı denetim kuruluşları bakanlık tarafından elektronik ortamda belirlenmeye başlamıştır.
5 Şubat 2008 tarihli Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’ndeki değişiklik ile idarenin görev ve sorumluluklarının yeniden belirlenmesi, yapı izin belgesi olmaksızın kullanıma açılmaması, ikamet edilen il içinde sorumluluk üstlenilmesi gibi olumlu değişiklikler bulunmakla birlikte yapı denetimine rant alanı olarak bakılmasının önüne geçilememiştir. Her ne kadar yapı denetim kuruluşlarının sorumluluk üstlenebilecekleri yapı alanı 360.000 m²’ye düşürülse de, pratikte hak ediş yapılan alanların sorumluluktan minha ile düşürülmesi sonucunda Yapı Denetim Kuruluşları eskisinden daha fazla yapı alanı sorumluluğunu alabilmektedir. Aynı hesaplamayla mimar ve mühendisler daha fazla şantiye ve yapı alanını denetlemek zorunda kaldığı için sağlıklı denetim hizmeti yapılamamaktadır. Bu durumdan sonra kuruluşlar denetçilerin sayısını azaltmaya başlamış ve ücret konusunda da denetçinin söz hakkı ortadan kaldırılmıştır.
Ayrıca, 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun uyarınca faaliyet yürüten Proje ve Uygulama Denetçisi Elektrik Mühendislerinin denetleme yetki alan sınırı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu`nun Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’nde değişiklik kararı ile 120.000 m²’den 180.000 m²’ye yükseltilmiştir. Mühendislerin denetleme yapmasını olanaksız hale getiren yetki alanı artırım kararı uygulamasının devamı etmesi, kamu yararının göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Yönetmelikte yapılan değişiklikle denetlenecek alanın arttırılması etkin, sağlıklı ve güvenilir denetimin önünü tıkamakta ve yapı denetimde görev alan mimar ve mühendisleri daha düşük ücretlerle çalışmaya mahkum etmektedir.
Asgari denetim hizmet bedeli altında ücret alınması sonucunda denetçi ve kontrol elemanı mimar ve mühendislerin çok düşük ücretlerle çalıştırıldığı bilinmektedir. Ne yazık ki denetçi ve kontrol elemanlarının yasanın verdiği sorumluluğu yeteri kadar bilmemeleri, bu ücrete bu kadar iş yapılır mantığı ile hareket etmelerine neden olmaktadır. Yapı denetiminde düşük ücretlerle sadece imza atmaya zorlanılan mimar ve mühendislerin hakları korunmamaktadır.
TMMOB’ne bağlı ilgili meslek odalarınca yapılan tespitlerde; Yapı denetim kuruluşları bünyelerinde çalışan denetçi mimar ve mühendislerin, denetim işini gereği gibi yapabilmeleri için ihtiyaç duydukları teknik ve ulaşım hizmetlerini yeteri kadar alamadıkları için denetim işini doğru yapamadıkları görülmüştür.
Yönetmelikte, yapı yüklenicisi ile yapı sahibi, şantiye şefi ile yapı yüklenicisi arasında yapılacak sözleşme koşulları ve örnek sözleşme metni bulunmaktadır. Yönetmelik bu haliyle zaten yapı denetim kuruluşlarını, yapı denetim bedellerini belirleyerek korumaktayken, mimar ve mühendis ücretlerinin ve özlük haklarının korunmasına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Yönetmelikte, yapı denetim kuruluşu ile mimar ve mühendisler arasında, çalışma saatleri, ücret, görev ve sorumlulukları içeren bir sözleşme akdedileceği belirtilmektedir. Bu sözleşme uygulanmalıdır.
Yönetmelikte, belirli iş bölümlerinde kontrol formlarının doldurulması zorunlu hale getirilmiştir. Ancak bu formlarda mimari, inşaat, mekanik ve elektrik tesisatı ile ilgili konular bir bütün halinde hazırlanmış, denetçi mimar ve mühendisler, uzmanlık alanı dışındaki bu formları da imzalamak zorunda bırakılmıştır. Dolayısıyla, farklı meslek dalındaki biri diğerinin denetiminden de sorumlu tutulmaktadır. Yapı denetim sürecinde Bakanlık tarafından yapılan soruşturmalarda, yasaya aykırı gösterilen konulardan dolayı, imzası bulunan tüm mimar ve mühendislerin haklarında işlem yapılmıştır.
5 Şubat 2008 tarihli Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’nde daha önce tanımlı olmayan şantiye şefliği konusu var. Doğru bir uygulama olarak değerlendirilecek bu konu ne yazık ki istenen amaca hizmet edebilecek nitelikte değildir. Yönetmelikten sonra çıkan genelgelerle şantiye şefinin proje sorumlusu da olabileceği belirtilmiştir. Oysaki şantiye şefliği 506 sayılı yasaya tabi olarak tam gün çalışılacak bir hizmeti gerektirmektedir. Şantiye şefliği yapan bir mimar veya mühendisin başka bir işte çalışması uygun değildir. Odamız Serbest Müşavir Mühendislik Hizmetleri Yönetmeliğ’nin 6.Maddesinde “SMM yalnızca bağlantı içinde olduğu ve tam gün çalıştığı bir tek tescilli büro adına hizmet üretebilir” hükmü bulunmaktadır.
3194 sayılı İmar Yasası’nın kimi maddelerinde değişiklik yapan 5940 sayılı Yasa 17 Aralık 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu Yasanın 28. Madde’sinde yapılan düzenlemeyle yapım işlerinde şantiye şefi bulundurulması zorunluhale gelirken, bu görevi mimar ve mühendisler üstlenecektir. Fenni mesuliyetin mimar ve mühendislerce yürütüleceği ve fen adamlarının yardımcı teknik görevli olarak bu sürece dahil olacağı belirtilmiştir.
DEMOKRAT MÜHENDİSLER olarak önümüzdeki çalışma döneminde nitelikli ve amaca uygun bir denetim yapılabilmesi için aşağıdaki çalışmaları ivedilikle yapacağız.
- 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un ve Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği’nin kamusal bir yaklaşımla yeniden düzenlenmesi için yapı ile ilgili TMMOB Odalarıyla ortak çalışmalar yapılması,
- kuruluş yasasından gelen haklarını kullanmasına yönelik engellemelere son verilmelidir. Yapı üretim sürecinin tek muhatabı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmamalı, tüm ilgili kurum ve kuruluşların sağlıklı denetim yapılması konusunda eşgüdümünü sağlayarak yeni düzenlemelere gidilmesi konusunda çalışmalar yapılması,
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı Denetim Komisyonu ve Müdürlüklerinde oluşturulacak Yapı Denetim Komisyonlarında TMMOB ve ilgili diğer taraf temsilcilerinin bulunmasının sağlanması,
- Denetçi ve kontrol elemanı mimar ve mühendislere yönelik ilgili meslek odasının da taraf olduğu Hizmet Sözleşmesi yapılması konusunda çalışma yapılması,
- Düşük ücret kıskacında olan denetçi ve kontrol elemanı mimar ve mühendislere yönelik TMMOB tarafından belirlenen en az ücretlerin uygulamaya geçirilmesi,
- Denetçi ve kontrol elemanları mimar ve mühendislerin performans değerlendirme sicilleri, TMMOB’nin ilgili meslek odalarınca tutulmalıdır. Mevcut yasa ve yönetmelikte bulunan, sicillerin Yapı Denetim Komisyonunca tutulması ile ilgili hükümler iptali TMMOB’nin doğrultusunda çalışma yapılması,
- Mesleki ve mali sorumluluk sigortası getirilmesi konusunda çalışma yapılması,
- Yapı Denetim Kuruluşu’nun seçimi, denetimin bağımsızlığı felsefesine uygun olacak şekilde yapılması,
- Denetçi belgeleri, uzmanlık alanlarına göre ve meslek odalarınca verilecek eğitimden sonra verilmesi,
- Uygulama projelerinde imara uygun değişiklikler, sonradan proje tadilatı yapılması şartı ile proje müelliflerinin oluru ve yapı denetim kuruluşundaki ilgili denetçi mimar ve mühendis onayı ile yapılabilmesi,
- Denetçilerin uzmanlık alanı dışındaki formları da imzalamak zorunda bırakılmaması için bu formlar farklı meslek alanlarına uygun olarak ayrı hazırlanması,
- Denetim hizmetlerinin daha sağlıklı yapılabilmesi için yapı alanı sınırlamasının meslek odalarının da görüşleri alınarak daha uygun seviyelerde yeniden düzenlenmesi,
- Yapı denetiminde istisnalardan vazgeçilmeli, TOKİ ve benzeri kuruluşların ürettiği yapılar da dahil olmak üzere tüm kamu yapıları yasa kapsamı içine alınması,
- TMMOB’nin öncülüğü ile Denetçi ve Kontrol Elemanı Mimar ve Mühendislerin gücünün bir araya getirilerek, “kamu adına denetim yapılması mücadelesini” hep birlikte sürdürülmesi,
EMO Ankara Şubesi 25. Dönem Yönetim Kurulu her konuda olduğu gibi Yapı Denetçi Meslektaşlarımız için de hiç bir şey yapmadı.
2020-2021 yılları arasında kesintiye uğrayan Yapı Denetçi Meslektaşlarımızla ilgili çalışmaları yeniden başlatmak için tüm meslektaşlarımızı 16 Ocak 2022 Pazar Günü yapılacak seçimlerde Neşe AKKOÇ ile başlayan DEMOKRAT MÜHENDİSLER Listesine oy vermeye çağırıyoruz.
Sevgi, dostluk ve dayanışma dileklerimizle,
DEMOKRAT MÜHENDİSLER
İlk Yorumu Siz Yapın