Kadınlar olarak tüm dünyada ve ülkemizde pandemi ve ekonomik kriz nedeniyle sorunlarımız artmaya devam ediyor. İşsizlik, yoksulluk, kötü çalışma koşulları, kadınlar aleyhine katlanarak artmıştır. Bir yandan da erkek egemen iktidar ve zihniyetlerin bizzat sorumlu olduğu ve destekleyerek, teşvik ederek tırmandırdığı şiddet olayları nedeniyle can güvenliğimiz tehdit altındadır. Kadınlar, işyerlerinde, evde, sokakta katledilmeye; fiziksel, cinsel, psikolojik, dijital, sözel şiddetin her türlüsüne, tüm baskıcı ve cinsiyet ayrımcı politikalara karşı susmayacak, haklarından da hayatlarından da vazgeçmeyecekler.
Hem Kadın, Hem Mühendis Olarak Var Olmaya, Dayanışmayı Büyütmeye ve Çözümler Üretmeye Devam Edeceğiz
Hem kadın olarak, hem kadın mühendis olarak sorunlarımızın farkındayız ve sorunlarımıza çözüm üreten bir EMO Ankara Şubesi olmanın sorumluluğunu taşıdık, taşımaya devam edeceğiz. Çözümün ve değişimin kendi bulunduğumuz yerlerden, meslek odamızdan, meslek alanlarımızdan başlayarak sağlanacağının bilinciyle hareket ediyoruz. Toplumsal cinsiyet ayrımcı ve erkek egemen politikalara karşı kendi meslek odamızın organlarını etkin hale getirmek öncelikli hedeflerimizdendir. Kadın üyelerin yönetim kurulları başta olmak üzere, tüm şube kurullarında, organlarında aktif olarak yer almasını tavizsiz savunacağız. Bu bağlamda şube ve oda yönetimlerinde oranları kadın mühendislerle tartışılarak belirlenecek bir kadın kotasının olmasını savunmaktayız. Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığına karşı başta kadın üyelerimiz, kadın komisyonlarımız olmak üzere meslek odamızın her biriminde ve tüm üyelerle toplumsal cinsiyet ayrımcılığına karşı eğitimler, atölye çalışmaları vd. etkinlikleri arttıracağız. Kadın mühendislerin çalışma hayatında maruz kaldığı cinsiyet ayrımcı politikalara karşı eşit işe eşit ücret talebini, liyakatın esas alındığı görevlendirme biçimini savunmaya devam edeceğiz. İşyerlerinde ve uzantılarında, işle ilgili kullanılan, ikamet edilen tüm mekanlarda kadın meslektaşlarımızın her türlü güvenliğinin sağlanmasının işverenlerin sorumluluğu olduğunun bilinciyle, güvenli ve güvenceli çalışma hakkımızı ısrarla savunacağız. Kreş hakkı, işyerlerinin kadın mühendislerin ihtiyaçları dikkate alınarak düzenlenmesi gibi bizi çalışma hayatından uzaklaştırmamayı sağlayan haklarımızı istemeye devam edecek ve alacağız.
İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz!
Hayatın her alanında olduğu gibi kendi meslek odamız ve meslek alanlarımızda, kadın mücadelesinin vazgeçilmez kazanımı olan İstanbul Sözleşmesini, iktidar tek taraflı olarak kaldırmış olsa da, hayatlarımızı, haklarımızı savunurken referans almaya devam edeceğiz.
Kadın Dayanışması Yaşatır! Dayanışmamız Gücümüzdür!
Ülkedeki ve dünyadaki kadın mücadelesinin birikimlerinden öğrenmeye, bu mücadeleden beslenmeye, destek almaya ve destek olmaya devam edeceğiz. Yine birliğimiz TMMOB’nin , kendi meslek odamızın, şubemizin kadın mücadelesinin birikimlerine sahip çıkmaya ve ileriye taşımaya kararlıyız. Tüm kadınlarla birlikte 8 Martlarda, 25 Kasımlarda taleplerimizi haykırmaya devam edeceğiz. Kadın mücadelesinin sürekli, canlı ve dinamik olduğunun bilinciyle; dayanışmayla güçleneceğiz.
Birbirimizin Elini Bırakmayacağız!
Kadın üyelerimiz arasında dayanışmayı güçlendirecek her etkinliği destekleyeceğiz. Şube bütçesinden kadın çalışmalarına özel bütçe ayrılmasını sağlayacağız. Geçmiş dönemlerde hayata geçirdiğimiz üzere, şube bülteninde kadın mühendislere ayrılan sayfalarımızda buluşmaya kaldığımız yerden devam edeceğiz. Daha mühendislik eğitimi sıralarında başlayan ve diplomamızı aldığımız andan itibaren devam eden toplumsal cinsiyet ayrımcı politikalara karşı hayatın içinde ve meslek alanlarımızda, işyerlerimizde, ofislerimizde daha güçlü olmak için biribirimizin ellerini bırakmayacağız…
Başarılar diliyorum.