EMO ANKARA ŞUBESİ DEMOKRAT DANIŞMA KURULU 18 Temmuz 2024 günü yaptığı toplantısında
İzmir’de can kaybına; Diyarbakır- Mardin’de can- mal kaybına, doğa tahribatına yol açan elektrik kaynaklı facialar ve bu nedenle ülke gündeminde güncellik kazanan Elektrik Dağıtım Şirketlerinin kamulaştırılması tartışmalarına ilişkin olarak yaptığı değerlendirmeler ışığında aşağıdaki görüş ve değerlendirmelerini kamuoyu ve meslektaşları ile paylaşmayı benimsemiştir:
EMO ve EMO’nun Demokrat Üyeleri olarak ilk özelleştirmelerden bu yana yıllardır, özelleştirmenin bir sermaye transferi olduğunu, kalite değil kalitesizlik getireceğini, istihdam azalmasına yol açacağını, yatırımların ve bakımların yeterli şekilde yapılmayacağını, bir insan hakkı olan enerjinin kamu tekelinde bulundurularak halka nitelikli, ucuz, kesintisiz verilmesi gerektiğini hep söylemiştik.
ZAMLA ÖZELLEŞTİRİLMİŞ DAĞITIM ŞİRKETLERİNE KAYNAK AKTARIMI ARTIRILMAKTADIR
Elektrik sektöründeki özelleştirmeler neticesinde halkın artık elektrik enerjisine değil, ağırlıklı olarak elektrik dağıtım şirketlerine ödeme yapacağına dikkat çekmiştik. Nitekim 1 Temmuz’dan geçerli olmak üzere “enerji üretim maliyetlerinde yaşanan artış” gerekçesiyle perakende satış fiyatlarında yapılan %38 zammın analizi yapıldığında bu zam ileenerji bedeline %2,5 zam yapılırken enerji dağıtım bedeline %59 zam yapıldığı; toplam fatura bedelinin %63 ünün dağıtım bedeli, %23 nün enerji bedeli kalan kısmın da vergi fonlar olduğu açıkça ortaya çıkarılmıştır. Yani bu son zammın analizi, söyleye geldiğimiz gibi, elektrik enerjisindeki özelleştirmenin insanların- halkın hayatına pahalılık olarak yansıdığını bir kez daha göz önüne sermiştir.
DİYARBAKIR- MARDİN YANGINIYLA GELEN FELAKET
21 Haziran 2024’de Diyarbakır ve Mardin arasında savcılıkça elektrik hatlarından kaynaklı olduğu belirtilen yangınlarda 15 vatandaşımız hayatını kaybetmiş; 5 bin dönümü ekili arazi olmak üzere 15 bin dönümlük arazi yanmış; vatandaşların evleri, ahırları, ekinleri, meyve ağaçları yanmış hayvanları telef olmuş; bütün florası ve canlıları ile yanan doğa tahrip olmuştur. Böylesine bir felaketin üstü “anız yakmaya bağlı yangın” gibi gösterilerek kapatılmaya çalışılırken EMO Diyarbakır Şubesinin olay yerinde yaptığı incelemelerle oluşturulan Rapor, ilgili dağıtım şirketinin, kendi sorumluluğundaki yapması gereken hat- şebeke, tesis kontrolü, iyileştirmeleri çalışmaları ve yatırımlarını yapmayarak yangınlara sebebiyet verdiğini ortaya koymuştur. TMMOB Mardin İKK’sı da benzeri tespitlerde bulunmuştur. Kamuoyuna yansıyan video çekimleri de bu tespitleri doğrulamıştır.
Aynı şekilde ortak inceleme ve tespitler yapan MARDİN EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU, felaketin tespit edebildikleri büyüklüğünü gözeterek sorumlular hakkında soruşturma açılmasını; bölgenin afet bölgesi ilan edilmesini; gerek kamu ve özel kurumlar gerekse de sivil toplum dinamiklerinin beraber dayanışma içinde çalışmalarıyla yaraların sarılmasının mümkün olabileceğini talep ve beyan etmişlerdir. Tek başına bu gerçek bile kamulaştırmanın ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha göstermektedir.
ÖZELLEŞTİRME İZMİR’DE ÖLÜM GETİRDİ
12 Temmuz 2024’de İzmir’deki şiddetli yağış sırasında Alsancak’ta su birikintilerinden geçmeye çalışırken elektrik akımına kapılan bir vatandaşımız ve O’na yardım etmeye çalışırken bir başka vatandaşımız da elektrik akımına kapılmış ikisi birden yaşamlarını yitirmişlerdir. Olay sonrası EMO İzmir Şubesi`nin oluşturduğu bir teknik heyet olay yerinde yaptığı incelemelerde olayın gerçekleştiği sokakta trafo merkezlerinden dağıtım panosuna giden kablolarda izolasyon hatası olduğunu belirlemiştir. Teknik Heyet, bu izolasyon hatasından kaynaklı olarak suyla temas eden iki yurttaşımızın hayatını kaybettiğini düşünmektedir. Kurumlar arası koordinasyon eksikliği ve Belediyenin özensiz iş yapmış olası elbette ki göz ardı edilemez ama, başka olaylarla birlikte değerlendirildiğinde, bu olayın dağıtım şirketinin, maliyeti düşük tutmak için, sahada yeterli yatırımı yapmamasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu gerçek, “Dağıtım şirketi mi Belediye mi sorumludur?” demagojik tartışmalarıyla karartılmaya çalışılmıştır. Halkımızın can ve mal güvenliğini tehlikeye atan bu dağıtım şirketlerinin acilen idari ve mali yönden denetlenmesi yanı sıra, esas olarak, özelleştirmenin sakıncaları yönünden de irdelenmesi gerekmektedir.
ÖZELLEŞTİRMENİN YARATTIĞI SORUNLAR YENİDEN KAMULAŞTIRMA YOLUYLA ÇÖZÜLMELİDİR
Sorun sadece bu olaylarda adı geçen yerel Elektrik Dağıtım Şirketlerine özgü değildir. Yandaşlara kaynak aktarımını hedefleyen Özelleştirmeler sonrası dağıtım şirketlerindeki teknik yeterlilik büyük oranda azalmış, deneyimli kadrolar uzaklaştırılmış, maliyet düşürmek için hizmetlerin çoğu taşeron firmalara devredilmiştir.
Elektrik Mühendisliği eğitiminden başlayarak, projelendirme, imalat, işletme aşamalarının tümü önemlidir ve insan hayatının kaybına yol açacak kadar tehlikeli yanları vardır. Elektrik tesislerinin ve meskenlerin projelendirmesinde mühendislik hizmetlerini ve EMO’nun mesleki denetim yapmasını engellemeye çalışanlar, bu ve buna benzer doğabilecek facialardan doğrudan sorumlu olacaktır. Vatandaşlarımızın elektrik enerjisine ucuz, kesintisiz ve nitelikli erişme hakkı kadar, elektrikten ölmeme hakkı da vardır ve bu hakların hiçbiri herhangi kurumun veya kişinin çıkarlarına ve daha fazla kar hevesine kurban edilemez.
Yaşanan bu acılardan ders alınarak ve benzer acıların da yaşanmasının kaçınılmaz olduğu gözetilerek özelleştirilen dağıtım bölgeleri kullanım sürelerinde özel şirketlerin kazançları mahsuplaştırılarak kamulaştırılmalı, elektrik üretim, iletim ve dağıtımı kamu tekeline alınmalı, geçmişte yaşanan ve özelleştirme gerekçesi olarak gösterilen olumsuzlukları ortadan kaldırmaya yönelik adımlar hızla atılmalıdır. Bunların yapılmamasının tek sonucu, pahalı ve kalitesiz elektrik olduğu kadar daha fazla can kaybı ve kamu ve doğaya verilen zararlar olarak da karşımıza çıkacaktır.
İKTİDARA VE SERMAYEYE YASLANAN EMO ANKARA ŞUBESİ YÖNETİMİNİN GERÇEKLERDEN KAÇMA HALLERİ
Son yapılan zamlar ve yaşanan felaketler karşısında EMO Örgütü ve Demokrat üyeleri sahip oldukları bilgi birikimini halkın yararına kullanma ve çarpıtılan gerçekleri açığa çıkararak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, çözüm konusunda doğru hedeflerin gösterilmesi açısından önemli örnekler sergilemiştir.
Elektrik enerjisinden kaynaklanan bu sorunlar yaşanırken yapılan zamları ve Diyarbakır- Mardin felaketlerini görmezden gelen EMO Ankara Şubesi Yönetimi, 14 Temmuz günü, İzmir’deki can kayıplarına karşı üzüntülerini belirten ve başsağlığı dileyen bir açıklama yayınlamıştır. İktidar ve yandaş sermaye desteğiyle EMO Ankara Şubesi Yönetimini ele geçirmiş olan grubun Yönetim Kurulu adına yaptığı bu açıklama çok ibret vericidir: Açıklamada “Bu acı olay elektrik güvenliği konusundaki ciddiyeti bir kez daha gözler önüne sermektedir. Elektrik tesisatlarının düzenli bakımı ve güvenliği hayati önem taşımaktadır. Kamuoyunu, özellikle elektrik kullanımı sırasında alınması gereken temel güvenlik önlemlerini gözden geçirmeye ve bilinçlenmeye davet ediyoruz.” denilmektedir. Olayların gerçek sebepleri ve sorumluları tüm EMO Örgütü ve Demokrat üyelerince yıllardan beri söyleniyor olmasından başka bu olaylar vesilesiyle açıkça bir kez daha vurgulanmışken suya sabuna dokunmayan, zülf-i yâre dokunmaktan korkan bu açıklama ile top taca atılmaktadır: gereken güvenlik önlemlerinin alınması sorumluluğu ve (cahilliğini yenerek) bilinçlenmesi görevi kamuoyuna havale edilmektedir. EMO Ankara Şubesinin Demokrat Mühendisleri olarak bizler Şubemiz adına sergilenen böyle bir tavrı reddediyoruz. Şubemizi gerçeklerden ve EMO örgütü bütünselliğinden koparan bu tutumları yenmenin biz Demokrat Mühendislerin görevi olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
Kamuoyuna ve tüm meslektaşlarımıza saygıyla duyururuz.
EMO ANKARA ŞUBESİ DEMOKRAT DANIŞMA KURULU
18.07.2024
İlk Yorumu Siz Yapın